-
1 domuz damı
горн.кре́пи -
2 dam
ха́та (ж)* * *I1) кры́ша, кро́вляdam aktarmak — перебира́ть черепи́цу на кры́ше, перекрыва́ть кры́шу
2) разг. хиба́рка, лачу́га3) прост. хлевdomuz damı — свина́рник
4) арго катала́жка, тюрьма́••damdan düşen damdan düşenin hâlini bilir — посл. пережива́ния друго́го зна́ет то́лько тот, кто сам пе́режил
- dam altı- damdan çardağa atlamak
- damdan düşer gibi
- damdan düşercesine
- dam üstünde saksağan vur beline kazmayı! II1) да́ма, партнёрша в та́нце2) да́ма ( в картах) -
3 dam
1) кры́ша, кро́вляdam(ı) aktarmak — меня́ть черепи́цу на кры́ше, перекрыва́ть кры́шу
dam altı — наве́с (от дождя, солнца)
bir dam altında yaşamak — жить под одно́й кры́шей
2) разг. хиба́рка, лачу́га3) хлев, заку́т[а]domuz damı — свина́рник
См. также в других словарях:
domuz damı — is. Maden kuyularında, çökme tehlikesi olan yerlerde her yanı direklerle örülen boşluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
domuz — is., hay. b. 1) Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica) 2) hlk. Hain, aksi, ters, inatçı kimse Domuzun malı için can tüketmeye mi geldik dünyaya? R. H. Karay Birleşik Sözler domuz arabası domuzayağı domuz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dam — 1. is., Fr. dame 1) Dansta kavalyenin eşi Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı. Ç. Altan 2) İskambil kâğıtlarında kız 2. is. 1) Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük